27 Ağustos 2012 Pazartesi

Mikroheslerde Belirsizlik

Ülkemizde orta ve uzun vadede yaşanması muhtemel enerji arzındaki sıkıntıları gidermekamacıyla çıkartılan 5346 sayılı Kanun ve Lisanssız Elektrik Üretimi Yönetmeliğinin mikroheslerle ilgili kısmındaki belirsizlik yatırımcıları endişelendiriyor. Çıkarılan bu yasa ile ülke genelinde 15 bin mikrohes kurulması planlanıyordu.

Konu ile ilgili olarak Fırat Üniversitesi Öğretim elemanı Dr. Cihat TUNA yaptığı açıklamada, Lisanssız enerji üretimi yönetmeliğinin ülkemiz açısından çok hayati olduğunu ve bir an önce eksikliklerin giderilerek yatırımcıların önünün açılması gerektiğini söyledi.
Lisansız Elektrik Üretimi Yönetmeliği ne getiriyor?
Dr. Cihat Tuna “5346 Sayılı Yenilenebilir Enerji Kanunu kapsamında çıkartılan bu yönetmelikle kendi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yenilebilir enerji yatırımları yapan gerçek ve tüzel kişiler, lisans alma ve şirket kurma yükümlülüğünden muaf tutulacak. Enerji tüketen her kullanıcının enerji yatırımı yapmasının önü açılıyor. Böylece sanayicinin en önemli gider kalemini yatırıma dönüştürme imkanı sağlanıyor” dedi.

Mikroheslerde belirsizlik var

Kendi enerji ihtiyacını karşılamak amacıyla hidroelektrik santral yatırımı yapmak isteyen girişimciler mikroheslerdeki belirsizlikten tedirgin. Dr. Tuna, “Çıkarılan yönetmelik hidroelektrik, rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerjiye dayalı enerji üretim tesislerini kapsıyor. Rüzgar ve güneş başvurularında sıkıntı yok ancak hidroelektrik santral başvuruları, su hakları konusunda kanuni boşluk olduğu gerekçesiyle kabul edilmiyor. Bu eksiklerin bir an önce giderilmesi lazım. Yatırımcının hevesini kaçırmamak için geliştirdiğiniz politikalarla sürekli destek olmanız lazım. Eğer özel sektörü enerji yatırımı noktasında teşvik edip, gerekli yasal düzenlemelerle önünü açamazsak ülke olarak büyük bir enerji darboğazı ile karşı karşıya kalabiliriz.

Halk ile HES yatırımcısı karşı karşıya

Dr. Tuna, “Maalesef bir çok bölgemizde özelliklede Karadeniz’de halk ile HES yatırımcısı karşı karşıya geldi. Bunun sebebi HES konusunda biraz bilgi kirliliği ve büyük oranda planlama sıkıntısı. Yapılan birkaç yanlış uygulama ve hatalı yer seçimi sebebiyle tüm ülkede HES’lere karşı ortak bir tavır alındı. Halbuki enerji ihtiyacımızı güvenilir ve yenilenebilir olarak karşılayan bu çevre dostu sistemler ülkemiz enerji yelpazesinin olmazsa olmaz bir yapı taşıdır”dedi.

Havza planlaması yaşanan sıkıntıları çözer

Dr Tuna “Gelinen nokta planlamanın önemini bir kez daha ortaya çıkarmıştır. Tüm gelişmiş ülkelerde uygulanan havza planlaması ülkemizde de mutlaka hayata geçirilmelidir. Havza planlaması; bir su havzasındaki tüm su kaynakları ve arazilerinin tespit edilerek bunların ihtiyaca göre sınıflandırılmasıdır. Eğer su kaynaklarımızı içme suyu, sulama suyu, enerji için kullanılacak su diye sınıflandırırsak aynı şekilde HES yapılacak arazilerimizi de sit alanı, yerleşim bölgesi vs. şeklinde sınıflandırırsak sanırım bu HES kavgalarının hiçbiri olmayacak ve enerji yatırımlarının da önü tıkanmayacaktır”dedi.

Yenilenebilir enerji cari açığa da ilaç

Dr Tuna “Dışa bağımlı olduğumuz fosil kaynaklı hammaddelerden elde edilen elektrik enerjisi talebini azaltacak bu yeni yönetmelik ülkemiz için hayati önem taşımaktadır. Halen ülkemizin enerji üretiminin yaklaşık dörtte üçü, fosil kaynaklara bağlanmış durumda. Bu fosil kaynakların yüzde 55-60′lık bölümünü de doğalgaz oluşturuyor. Elektrik üretiminde bağımlı olduğumuz doğalgaz enerjide dışa bağımlılığımızı arttırıyor. Buda ülkemiz ekonomisi için en büyük risklerin başında geliyor. Enerji arz güvenliğimizi tehdit eden bu unsur karşısında acilen yerli yenilebilir kaynaklarımızı devreye sokmamız gerekiyor”dedi.

ajansahaber

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder